25 Temmuz 2013 Perşembe

Oksijen Teorisi

Kompleks canlıların, yemeklerini enerjiye çevirmek için çeşitli yollara ihtiyaçları vardır ve oksijenli solunum bunu gerçekleştiren yolların en iyisidir. Dolayısıyla, evrimcilerin hayali Kartopu Dünya teorisine oksijeni bir şekilde dahil etmeleri gerekiyordu. Bunun için şu senaryoyu kurguladılar: Milyonlarca yıl boyunca yaşam birkaç sığınak içinde sınırlı kalmıştı. Bu nedenle besinler okyanuslarda birikti ve lezzetli bir kimyasal çorbaya dönüştü. Buzlar erir erimez, okyanuslar bakteri ve alg kolonilerinin faaliyetleri sonucunda yeşil renge dönüştü. Böylelikle bu canlılar, oksijen açığa çıkarmış oldular.134
Herhangi bir bilimsel delile dayanmayan, sadece mecburiyetten üretilmiş olan bu teori, anlatımından da anlaşıldığı üzere bir masaldan ibaretti. Oksijenin böyle bir dönemde ani artışına dair hiçbir delil yoktu. Çin'deki Chengjiang kayalıklarında Kambriyen canlıları üzerine yaptığı araştırmalarla ünlü San Francisco biyoloji departmanından Dr. Paul Chien, bu konuyla ilgili olarak şunları söylemişti:
İlk öne sürülen teori oksijen teorisidir. Kambriyen döneminde atmosferdeki ve okyanuslardaki oksijen seviyesinin, daha büyük boyutlardaki canlıların ortaya çıkmasını sağlayacak şekilde aniden kritik bir seviyeye artmış olabileceğini söylemektedirler. Bu teori ciddi şekilde susturulmuştur çünkü oksijenin ani artışı ile ilgili jeolojik kanıtların olması gerekmektedir.135
Elbette oksijenin ani artışı ile ilgili delillerin olmayışı, teori için büyük bir sorundur. Ama bu teoriyi öne süren evrimciler için asıl büyük sorun, oksijenin ani artışının, canlıların yoktan var olmalarına herhangi bir şey sağlayıp sağlamadığıdır. Bir canlının oluşup yaşam sürebilmesi için, moleküler düzeyde pek çok şartın sorunsuz olarak meydana gelmesi, yeryüzü üzerindeki yaşam için gerekli sayısız dengenin tam olarak yerli yerinde olması gerekmektedir. Ayrıca tüm bu şartların aynı anda var olması gerekmektedir. Oksijenin varlığı, canlının hayatta kalabilmesi için gerekli olan milyonlarca sebepten sadece bir tanesidir ve tek başına varlığı yeterli değildir. Bu iddiada bulunan Darwinistlerin, canlının tek bir hücresindeki tek bir proteinin sayısız amino asitinin nasıl doğru sıralama ile bir araya geldiği, enzimler olmadan DNA'sının nasıl kopyalandığı, hücrelerinin nasıl çeşitlendiği, kompleks sistemlerinin nasıl ortaya çıktığı ve bunun gibi daha pek çok soruya cevap bulmaları gerekmektedir. Darwinistler kendileri de bilmektedirler ki, kompleks bir canlının aniden yeryüzünde belirip, kompleks sistemleri ile tam ve kusursuz şekilde yaşamına devam etmesi için oksijenin tek başına varlığı hiçbir şey ifade etmemektedir. Gerekli olan diğer şartların sözde evrim ile nasıl meydana geldiği sorusuna ise, Darwinistlerin getirebildikleri tek bir cevap bile yoktur.
Şu bir gerçektir ki, Dünya tarihi boyunca oksijen, evrim teorisi savunucularının istedikleri zaman istedikleri miktarda ortaya çıkmış olsa da, bu durum yine onlara herhangi bir şey kazandırmayacaktır. Yaşam için tüm olanaklar sağlansa, hatta yaşamın temelini oluşturan tüm elementler, amino asitler de dahil olmak üzere bir araya getirilse, bunlara istenildiği miktarda ve istenildiği hızda oksijen tatbik edilse, yine yaşamın varlığına dair hiçbir şey elde edemeyeceklerdir. Tek bir protein oluşturamayacaklar, var olan tek bir hücreyi bir başka hücreye dönüştüremeyeceklerdir. Dolayısıyla, evrimcilerin, Dünya tarihinin bir anında yeryüzünde ani gaz değişiklikleri olduğu iddiaları, sadece bir göz boyamadır. Zaman kazanma çabası, toplumu oyalama tekniğidir. Bu konuda yeterli bilgiye sahip olmayan insanları, yaşamın çeşitlenmesi için oksijen miktarının ani artmasının yeterli olacağına inandırma gayretidir. Ancak Darwinistlerin unutmamaları gereken önemli bir nokta vardır: İnsanlar bilinçlendikçe, bilimsel gerçeklerin farkına vardıkça, bu tip oyalamalar hiçbir işe yaramamaktadır. İnsanlar, tüm canlı varlıkların Yüce Allah'ın eşsiz birer eseri olduğunu görmekte ve bilimsel gerçekler bunu her geçen gün onaylamaktadır. Ve evrimciler bilmelidirler ki, günümüzde bu bilinçlenme çok daha hızlı bir şekilde artmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder