Şimdiye kadar Kambriyen ile ilgili olarak anlatılanlar şunu açıkça göstermektedir: Canlılar, Kambriyen kayalıklarında, bundan yaklaşık 530 milyon yıl önce, hiçbir ataları olmadan, hiçbir şekilde birbirlerinden evrimleşmeden, oldukları halleriyle aniden ve kusursuzca var olmuşlardır. İsveçli bilim adamı Dr. Jan Bergstrom'un belirttiği gibi, "Kambriyen geçişi bir evrim değil, bir devrimdir."186
Bunun gösterdiği gerçek şudur: Bundan 530 milyon yıl önce, yeryüzünde bir yaratılış mucizesi sergilenmiştir. Birbirinden farklı 50 filumun içerdiği birbirinden farklı binlerce türün sayısız bireyi, gözleri, sinir sistemleri, solungaçları, avlarına ulaşabilecekleri uzantıları, yürüyecek ayakları, muhteşem kabukları ve bunun gibi yüzlerce özellikleriyle birlikte yoktan var edilmişlerdir. Bu canlıların yapıları, kusursuz birer yaratılış harikasıdır, olağanüstü detayların milyonlarca yıl önce sergilendiği benzersiz bir sanat eseridir. Bu eserin sahibi, bu canlıların tümünün Yaratıcısı, alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'tır. O bir şeyi dilediği an, onun için emri yalnızca "Ol" demesidir. İşte evrimcilerin yıllardır yanıldıkları ve anlamak istemedikleri gerçek budur. Bu gerçeğin farkına varamadıkça, olmayan ara geçiş formlarını aramaya devam edecek, sahtekarlıklarla insanları aldatmayı sürdürecek ve boş bir hayalin peşinden koşmak için tüm ömürlerini harcayacaklardır.
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "Ol" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)
Yeryüzünde tüm canlılarda hakim olan mükemmelliğin, bundan 530 milyon yıl önce, kusursuz bir şekilde aniden ortaya çıkması, Allah'ın bir mucizesidir. Kambriyen patlaması, öylesine büyük, öylesine şaşırtıcı ve olağanüstü bir olaydır ki, evrimciler istedikleri kadar açıklama getirmeye çalışsınlar, anlamak için aradan yüzlerce yılın geçmesini beklesinler, yıllarca araştırma yapsınlar, burada sergilenmiş olan yaratılış gerçeğini görmemekte ısrar ettikçe, hiçbir sonuç alamayacaklardır. Milyonlarca yıl önce sergilenmiş olan bu büyük olay karşısında evrimcilerin çaresizliğini, İsveçli evrimci paleontolog Stefan Bengtson şu şekilde ifade eder:
Eğer yaşamın tarihinde insanın oluşumu hikayesine benzeyen herhangi bir olay varsa, bu da çok hücreli organizmaların (...) baş aktörler olarak ortaya çıktığı deniz yaşamının ani çeşitliliğidir. Darwin için kafa karıştırıcı (ve utandırıcı)dır ki, bu olay bizleri hala şaşırtmakta ve kendi kendine kopyalanma ve çok hücreli canlıların kökeninin keşfedilmesiyle eşit seviyede büyük bir biyolojik devrim olarak durmaktadır. Hayvan filumları, kendi soylarının en modern özellikleriyle, Prekambriyen sislerinin içinden aniden ortaya çıkmıştır.187
Harvard Üniversitesi'nden evrimci paleontolog Dr. George Gaylord Simpson'un "yaşam tarihinin en büyük gizemi"188 olarak tanımladığı Kambriyen patlaması, aslında Allah'ın yüceliğini, büyüklüğünü, eşsiz yaratma sanatını sergileyen örneklerden yalnızca biridir. Evreni, galaksileri, bunların olağanüstü dengelerini, Dünya üzerinde yaşamı, bildiğimiz veya bilmediğimiz birbirinden çeşitli canlıları, bunların yaşam şekillerini, insanı, yaşamış ve yaşayan her insanın kaderini, her birinin sahip olduğu tek bir DNA'da görev alan tek bir enzimi, yeryüzündeki milyarlarca ağaçtan sadece bir tanesinin üzerinden düşen tek bir yaprağı, bu yaprağın üzerindeki tek bir mikroorganizmayı, bu mikroorganizmanın fotosentez yapan organellerini yaratan, bunların tümünü bilen, bunları her an kontrolü altında tutan Allah'tır. Bütün bunları durmaksızın yaratan, gizliyi, gizlinin gizlisini bilen Yüce Allah için, kuşkusuz dilediği bir zamanda, tek bir an içinde birbirinden çeşitli sayısız canlıyı yaratmak çok kolaydır.
Kambriyen patlaması, evrimcilerin beklenmedik bir zamanda beklenmedik bir şekilde karşılaştıkları biyolojik bir patlama olması nedeniyle "en büyük gizem" olarak nitelendirilmektedir. Oysa aslında evrimciler için yeryüzüne şu anda hakim olan, benzersiz, kusursuz, olağanüstü derecede kompleks ve hayranlık uyandırıcı bir yaşamın varlığı, gizemlerin en büyüğüdür. Evrimciler, sanki şu anda var olan müthiş canlı çeşitliliğini açıklayabilmişler gibi, Kambriyen patlamasını en büyük sorunlarıymış gibi göstermeye çalışırlar. Kambriyen patlaması, gerçekten de bir evrimci için açıklanması imkansız büyük bir sorun, büyük bir sırdır. Ama onlar için asıl büyük sorun, kendi bedenlerine her baktıklarında, bir canlıyı her incelediklerinde, tek bir hücrenin sahip olduğu komplekslikle ilgili aldıkları her yeni bilgide, sürekli olarak artmaktadır:
O, gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır, bunu görmektesiniz. Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve orada her canlıdan türetip yayıverdi. Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her güzel olan çiftten bir bitki bitirdik. Bu, Allah'ın yaratmasıdır. Şu halde, O'nun dışında olanların yarattıklarını Bana gösterin. Hayır, zulmedenler, açıkça bir sapıklık içindedirler. (Lokman Suresi, 10-11)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder